İSRAİL’İN SİYASİ UÇLARI: BIRAKIN ASLAN KUZUYLA
BİRLİKTE YATSIN
David M. Weinberg (Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü başkan
yardımcısı)
Jerusalem Post, 25.3.2021
Tercüme: Zahide Tuba Kor
NOT: Bu tercüme Perspektif web
sitesinde 4.4.2021 tarihinde yayınlanmıştır. https://www.perspektif.online/israilin-siyasi-uclari-birakin-aslan-kuzuyla-birlikte-yatsin/
“Israel’s political extremes: Let the
lion lie with the lamb” başlığıyla yayınlanan
yazının İngilizcesini okumak için TIKLAYINIZ.
Özet: Kurtlar,
parslar ve aslanlar; kuzular, keçiler ve buzağılarla bir arada yatmayı
öğrenmedikçe İsrail daimi bir hükümet işlevsizliğine mahkûm. İşaya Kitabı’nda
11: 6’nın sözlerinden hareketle, belki de “onları küçük bir çocuk güdecek” –
yani yepyeni bir zihniyete sahip bir lider…
Adeta neresinden kesip alırsanız alın, geçen haftaki
İsrail seçimlerinin göze çarpan sonucu, çok daha uzun süreli bir siyasi
çıkmazın tarifesi olacak gibi görünüyor. Tabii eğer ki aslan kuzuyla birlikte
yatmayı öğrenmezse…
[Weinberg’in Tevrat’ta İşaya 11:6 bölümünde geçen şu
satırlardan ilhamla bu yazısını kaleme aldığı anlaşılmaktadır:
Onun döneminde kurtla kuzu bir arada yaşayacak
Parsla oğlak birlikte yatacak
Buzağı, genç aslan ve besili sığır yan yana duracak
Onları küçük bir çocuk güdecek.]
Eğer ki Ra’am Partisi’nin İslamcıları, [haredi
(ultra Ortadoks) ve leumi (milliyetçi) kanadın birbirine yakınlaşması ile
ortaya çıkan hareketi ifade etmek için yapılan bir kısaltma olan] “Hardal-cılar”ın
Dini Siyonizm Partisi ile birlikte yatmazsa Binyamin Netanyahu’nun bir hükümeti
olamaz.
Meretz ve İşçi Partisi’nin sol kanatçıları Yamina’nın
sağ kanatçılarıyla bir arada yatamazsa, yeter ki Netanyahu olmasın kampı da
hükümet kuramaz.
Aşırı ilericiler ve ultra-Ortodokslar din ve devlet
meselelerinde uzlaşmayı öğrenemedikçe (ki orduda zorunlu askerlik, ihtida,
eşcinsel hakları, Cumartesi günü ticareti gibi konularda büyük bir kargaşa
kapıda), hiçbir surette uzun vadeli istikrarlı bir hükümet kurulamayacak.
Yüksek Mahkeme bunun icabına bakacaktır.
Netanyahu [kendi partisinden koparak yeni
siyasi partiler kuran] Naftali Bennett’e ve Gideon Sa’ar’a müsamaha
göstermeyi ve hatta onlara saygı duymayı öğrenmedikçe -ki Nir Barkat ve Avi
Dichter’den bahsetmeye gerek bile yok- sağ kanat kuruyup gidecek. Netanyahu’nun
mahkemedeki duruşmaları bunun çaresine bakacaktır.
İsrail’in mevcut vasat siyasetçiler güruhu, kendi
seçim bölgelerinde devlet hazinesinden finansmanı sağlanan projeleri bir kenara
bırakıp (muazzam koronavirüs borçlarını ödemek, ekonominin asıl özüne yatırım
yapmak, sağlık sistemini güçlendirmek ve orduyu desteklemek için) tasarrufa
dayalı devlet bütçesinde uzlaşmadıkça, kurulacak herhangi bir yeni hükümet
hemen düşüverecek ve seçimler otomatikman devreye girecek. Düşünsenize, iki yıl
içinde beşinci seçim!
Hakikaten de kurtlar, parslar ve aslanlar kuzular,
keçiler ve buzağılarla bir arada yatmayı öğrenmedikçe İsrail daimi bir hükümet
işlevsizliğine mahkûm. İşaya Kitabı’nda 11: 6’nın sözlerinden hareketle, belki
de “onları küçük bir çocuk güdecek” – yani yepyeni bir zihniyete sahip bir
lider…
Kutsal dağımın hiçbir yerinde
Kimse zarar vermeyecek, yok etmeyecek.
Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa,
Dünya da Rabb’in bilgisiyle dolacak. (İşaya 11:9)
Kısaca diyebiliriz ki, İsrail siyaseti -temel
ideolojiler konusunda fikir ayrılığı sürse bile- acil temel yönetişim meselesi
karşısında toplumsal, iktisadi, dini ve güvenlik politikasına ilişkin
bölünmelerin kaçınılmaz olarak geri plana düşmesi gereken yeni bir evreye
giriyor. Asgari milli birlik veya basit bir siyasi aklıselim hissi, aşırı
uçlara doğru kayışa ağır basıp set çekmeli.
Aslına bakarsanız bu hafta İsrail gazetelerini
dolduran ve muhtemelen önümüzdeki haftalarda da devam edecek olan kim yükseldi,
kim düştü tarzı siyasi parti analizleri tamamen yersiz.
Netanyahu, ([Yamina Partisi lideri] Naftali
Bennett ve [Yeni Umut Partisi lideri] Gideon Sa’ar’ı ezip
geçtiği ve [Dini Siyonizm Partisi lideri] Bezalel Smotrich’e
destek çıkarak oylarını yükselttiği için) başarılı mı, yoksa (Likud Partisi’nin
sandalye sayısı 36’dan 30’a düştüğü ve Netanyahu kampı Knesset’te yine net bir
çoğunluğu elde edemediği için) başarısız mı sayılmalı tartışması aslında hiçbir
önem taşımıyor.
Merav Michaeli, (İşçi Partisi’ni tamamen unutulmaya
yüz tutmaktan kurtardığı için) başarılı mı, yoksa (İşçi Partisi 40 ve üzerinde
sandalye kazandığı tarihi zirvesinden utanç verici bir şekilde uzakta diye)
başarısız mı sayılmalı tartışması da gerçekten bir önem arz etmiyor.
Aynısı Nitzan Horowitz’in Meretz, Benny Gantz’ın Mavi
ve Beyaz, Avigdor Liberman’ın İsrail Evimiz ve Mansur Abbas’ın Ra’am partileri
için de geçerli. Yönettikleri küçük hiziplerin galip mi mağlup mu sayılması
gerektiği tartışması hakikaten önemsiz. Ya da koalisyon kurulması noktasında
her iki eksene de kaymaya müsait kararsız güç oyuncuları olarak ne kadar iyi
konumlandıkları da. Keza ana partiden kopmuş “günün havasına uyan” partilerin
bir sonraki seçimde yarışmak için ayakta kalıp kalmayacağı da öyle.
Asıl önemli olan husus, bu partilerin kurulacak bir
hükümet masasına sonu gelmez fikir ayrılıkları değil, makul politika ve
yönetişimi sağlayacak ne türden gerçekçi fikirler getirecekleri. Keza oraya
ulaşmak için diğer aslanlar ve kuzularla olgun bir birlikteliğe istekli olup
olmadıkları.
Önemli olan, önümüzdeki fırsatları görüp göremedikleri
(mesela İsrail’in Körfez ülkeleriyle diplomatik bağlarını geliştirmek
gibi) ve İsrail’in diplomasisine katkıda bulunup bulunamayacakları.
Yine önemli olan, hazırlıklı olunması gereken savunma
tehlikelerini görüp göremedikleri (mesela İran’a karşı koyma, İran konusunda
Biden yönetimi ile kapışma, Hamas’ın Batı Şeria Filistin siyasetindeki
yükselişiyle başa çıkma ve Türkiye’nin Akdeniz’deki nice saldırganlıklarının
yönünü değiştirtme gibi) ve tabii İsrail’in güvenliğine katkı sağlayıp
sağlayamayacakları.
Mühim olan, bizi bekleyen ekonomi ve sağlıktaki gizli
tehlikeleri görüp göremedikleri ve İsrail’in önündeki acil meydan okumalardan
istihdam yaratma ve aşılama meselesine katkıda bulunup bulunamayacakları.
Ve yine mühim olan, İsrail’in siyasi sistemini
reformdan geçirmek için dar parti çıkarlarını aşarak bir araya gelip gelemeyecekleri;
mesela Knesset’e girmek için seçim barajını önemli ölçüde yükseltmek gibi!
Mevcut %3,5 yerine %10’luk bir baraj, İsrail’in siyasi sistemine istikrar ve
sorumluluk getirecektir. Böylelikle siyasetçiler, -kısa ömürlü, gelip geçici,
sorumsuz, ‘merkezci’ partiler olmadan- tek bir haredi partisi, tek bir Arap
partisi, tek bir dini Siyonist parti, tek bir sol parti ve tek bir sağ partiyle
anlaşmaya zorlanacak. Ardından mecburen siyasi yelpazeden kuzular ve aslanlarla
koalisyonlara katılmak zorunda kalacak.
Bu, İsrail siyaseti için ve İsrail toplumu için iyi
olacak. İsrail “büyük çadır”ında başkalarıyla nasıl geçinmemiz gerektiği
konusunda hepimizi makul düşünmeye sevk edecek.
İsrail’in 25 çeşit siyasi didişmesinin ülkedeki tüm
fraksiyonlara siyasi söz hakkı sunduğu, çok partili liste usulü seçim
sisteminin rakip ideolojiler arasında hiç bitmeyen bir çekişmede tüm kabileleri
koruduğu, en minicik kliklerin bile Knesset’te temsil hakkı elde edebilmesi ve
“aidiyet” hissetmesi bakımından bu eski sistemin en sağlıklısı olduğu
argümanlarına aşinayım.
Ne var ki, İsrail’in içine düştüğü tekrar tekrar
çıkmaza sürükleyici seçim rutini, bahsi geçen mantığın miadını doldurduğunu
gösteriyor. Son derece büyük ve oldukça bölünmüş Amerika “Birleşik” Devletleri
yalnızca iki siyasi partiyle idare edebiliyorsa, bir lokmacık İsrail de
yalnızca beş siyasi partiyle pekâlâ idare edilebilmeli.
İsrail’in siyasi komedi programı Eretz Nehederet
durumu bakın nasıl ifade etti: Seçilmiş Halk, Seçen Halk (yani Oy Veren
Kişiler) haline dönüştü ve bizi birbirimize bağlayan geriye çok az şey kaldı…
Durum bu kadar hazin olmasaydı bu espri güldürüp eğlendirebilirdi.
Ortak amaç hissiyatına sahip olmak, her toplumda
cemiyet ve ulus inşasının daima temeli olmuştur. Bu bir istikamet sağlamış ve
esneklik katmıştır.
[İsrailoğullarının göç ederek Mısır’da kölelikten
kurtuluşunun kutlandığı 7-8 günlük bir bayram olan] Fısıh/Hamursuz bayramının ilk akşam yemeğinde okunan
ana Haggada metninin doğrudan bu medeniyet gerekliliklerine değinmesi bir tesadüf
değil. Bu metin, Yahudi milletine aidiyet bilincini yüce değerlere dayandırır
ve Yahudi tarihini İlahi takdire bağlar.
Elbette Yahudiliğin geleneksel pratiği açısından
ülkedeki herkes “dindar” değil. Ancak İsraillilerin çoğu, Yahudi hayatının ve
halkının modern dönemde yeniden doğuşunun arkasında bir tür Yol Gösterici El
olduğunu hisseder.
Bu yüzden neredeyse herkes Fısıh Bayramı kutlamasına
ve yemeğine katılır. Bizim parti siyasetimiz de ortak bir misyon ve sorumluluk
duygusunu yansıtmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder