SUUDİ VELİAHT PRENSİ KENDİ SİYASİ GÜCÜNÜ HARAÇ MEZAT
SATIYOR
Steven Cook (Dış İlişkiler Konseyi Ortadoğu ve
Afrika araştırmaları kıdemli uzmanı)
Foreign Policy, 7 Kasım 2019
Tercüme
ve editoryal katkı: Zahide Tuba Kor
NOT: Bu özet tercüme Fikir
Turu web sitesinde 20.11.2019 tarihinde yayınlanmıştır.
İngilizcesi “Mohammed bin Salman Is Having
a Fire Sale of His Political Power” başlığıyla yayınlanan yazının tamamını
okumak için TIKLAYINIZ.
NOT:
Blogda yer alan 800 içeriğe http://ortadogugunlugu.blogspot.com.tr/2018/01/bu-blogda-neler-var.html linkinden toplu olarak ulaşabilirsiniz.
Kaynak
göstermeden blogdaki
yazı, tercüme ve infografikleri kullanmamanız önemle rica olunur.
Özet:
Ortadoğu uzmanı Steven Cook’a göre, nakit
sıkıntısı içindeki Suudi Arabistan’ın petrol şirketi Aramco’nun ilk halka arzı,
“Ortadoğu’nun açık ara en büyük hikâyesi” olarak tarihe geçecek. Fakat bu
hareket, Suudi Veliaht Prensi’nin hiç istemediği sonuçlar doğurabilecek riskli
bir hamle.
Son yıllarda Suudi Arabistan bir yanda
düşen petrol fiyatları, diğer yanda birkaç cephede verdiği örtülü veya açık
savaşlar yüzünden iktisadi zorluklar içinde. Öyle ki 2018 yılı başında birçok
sektörde KDV’yi devreye sokarak halkından ilk kez vergi almaya başladı. Zira,
Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın başta 2030 vizyonu olmak üzere büyük
planlarının masrafları için kaynak bulma sıkıntısı da yaşanıyor.
İşte bu bağlamda dünyanın en kârlı şirketi
olduğu söylenen Aramco’nun küçük bir yüzdelik hissesini halka arz ederek 100
milyar dolarlık gelir elde etme planı devreye sokuldu. Londra Borsası’nda mı
yoksa New York’ta mı şirketin halka arz edileceği ciddi bir rekabet ve pazarlık
konusu olmuşken, bunun Suudi Arabistan borsasında 1 Aralık’ta yapılmasına karar
verildi.
ABD’de Dış İlişkiler Konseyi Ortadoğu ve
Afrika araştırmaları kıdemli uzmanı Steven A. Cook, düzenli yazılar yazdığı Foreign
Policy dergisinde, kasım ayında yayınlanan bir makalesinde bu konuyu ele
aldı.
Yazar, Irak ve Lübnan’daki protesto
gösterileri ile kuzeydoğu Suriye’de gelişen dramatik durum yüzünden şu an
gündemde hak ettiği yeri bulamayan Suudi Aramco’nun ilk halka arzının
“Ortadoğu’nun açık ara en büyük hikâyesi” olarak tarihte anılacağı kanaatinde.
Aramco’nun çelişkileri
Cook’a göre, Aramco ile alakalı iki en
önemli olgu hâlihazırda doğrudan birbiriyle çatışıyor: Aramco, kraliyetin sıkı
kontrolü altında olup Suud ailesinin gücünün merkezi dayanağıydı. Buna mukabil
Veliaht Prens Muhammed bin Selman, şirket hisselerini yatırımcılara satma sözü
vererek -ve böylece onlara daha fazla kontrol imkânı sunarak- Aramco’yu “2030
vizyonu” olarak bilinen ülkeyi dönüştürme planının merkezine koydu.
Cook, “Muhammed bin Selman’ın bu kararını
nasıl anlamalı?” sorusunu ortaya atarak şöyle devam ediyor:
“Basit cevap, para. Muazzam servetiyle nam
salsa da Suudi Arabistan’ın şu an nakit paraya ihtiyacı var. Kararın bir başka
boyutu daha mevcut: Veliaht Prens’in siyasi rehabilitasyonu. (…) 2030 vizyonunu
başarmak için, 2017 ortasına kadar kendisine gösterilen uluslararası teveccühe
ihtiyaç duyuyor.”
Yazara göre tek bir problem var; o da
Aramco’nun halka arzının Suudilerin söylediğinden çok daha fazla riskli olması.
Bu noktada tartışmalı bir mevzu olan şirkete değer biçme konusuna giriyor.
“Yılların
çekişmesi sonucunda bu değer 1,2 trilyon dolar (Bank of America) ile 2,3
trilyon dolar (Goldman Sachs) arasında biçiliyor. Suudilere göre ise Aramco’nun
değeri 1,7 ila 2 trilyon dolar arasında. Bankaların biçtiği değerler arasında 1
trilyon dolarlık farklılık benzeri görülmemiş bir durum.”
Hisselerin Suudi Arabistan’ın iç borsası
Tadawul’de aralık ayında halka arz edilecek olmasına ilişkin değerlendirmesi
şöyle:
“Riyad yönetimi Suudileri yatırıma güçlü
bir şekilde teşvik ediyor; bu da demek oluyor ki, maişetleri ve itibarları
Muhammed bin Selman’ın programını desteklediklerini ispatlamaya bağlı
olduğundan, başkaca bir şansı bulunmayan yatırımcılar mevcut.”
Halka arzın üç riski
Yazara göre, Veliaht Prens, hem 2030
vizyonuna ivme sağlayacağından hem de Kaşıkçı cinayetinden bu yana Suudi
Arabistan’la ilgili tartışmalarda hâkim olan söylemi değiştireceğinden, halka
arz için belirlenen vaktin iyi olduğu kanısında. Oysa bu hamlenin riskleri var.
Cook bu riskleri üç başlık altında el
alıyor:
Birincisi, Muhammed bin Selman’ın atılımı
için siyaseten iyi bir an olabilir ama aralık ayı halka arz için elverişli bir
zaman dilimi değil. Çünkü yıllık kazançlarını belirlemiş uluslararası kurumsal
yatırımcılar risk almakta gönülsüz olacak; diğerleri ise kendilerini daha fazla
borca sokmak istemeyecek. (…) En hafif deyimiyle bu, muhteşem bir yatırım
ortamı değil.
İkincisi, uluslararası yatırımcıların
hesaplarıyla alakalı. Halka arz, iç ve uluslararası olmak üzere iki aşamalı
olarak planlanıyor. Her ne kadar Aramco arzının yurtdışında hangi borsada
gerçekleşeceği konusu çokça tartışılsa da analizciler bunun gerçekleşeceğine inanmıyor.
Yabancı yatırımcılar, muhtemelen sadece Suudi Arabistan borsası üzerinden hisse
alabilecek ki bu da şirket hissesine talep yaratmak üzere yatırım
profesyonellerinin deyimiyle bir “tanıtım turu/roadshow” olacak.
Bu tanıtım turunda kurumsal yatırımcılar
bağımsız şekilde Aramco’nun halka arzının değerini belirleyecek. Eğer değer
Muhammed bin Selman’ın istediği şekilde sonuçlanmazsa iki şansı kalacak: Her ne
olursa olsun yola devam etmek ya da fişi çekmek. Her ikisiyle de Veliaht’ın
suratına yumurta atılmış olacak.
Son risk, mevcut jeopolitik ortamın halka
arza elverişli olmaması. Aramco’nun Abkaik ve Hurays tesislerine yönelik 14
Eylül’deki saldırılardan bu yana Suudilerin İran’la gerilimi düşürmeye
çalıştığı doğrudur. Ama İran Devrim Muhafızlarının, Suudileri savunmada tutmak
ve Aramco hisselerinin halka arzına bulaşıp yatırımcıları germek için
gerekçeleri var.
Her şey yolunda gitse bile, amaca hizmet
etmeyebilir
Olası riskleri bu şekilde aktaran Cook
yazısına şöyle devam ediyor:
“Farz edelim ki her şey yolunda gitti ve
halka arz sonucunda Suudiler, [şirketin piyasa değerine dayanan farklı
tahminlere göre] 24 ila 115 milyar dolar arasında bir kazanç sağladı.1 Bu durumda beklenmedik
-ama son derece ihtiyaç duyulan- bir gelir elde edilecek. Yemen Savaşı pahalıya
patlıyor ve Suudilerin büyük kalkınma planları ve birçok yükümlülükleri var.
Hal böyleyken petrolün varili 2019’da 46 ila 64 dolar arasında dalgalanarak
işleri zorlaştırıyor.”
Yazar, halka arzla kazanılacak paranın çoğunun,
Veliaht Prens’in Suudi ekonomisi ve toplumunu yeniden inşa hedefine ulaşmasında
kullanılacağını, ancak bu hedeflere ciddi bir şüpheyle yaklaşılması gerektiğini
-geçmiş tecrübelere atıfla- anlatıyor:
“Suudiler, petrole bağımlılığı azaltmak
için ekonomilerini çeşitlendireceklerini yıllardır dillendiriyorlar, ama bu
hiçbir zaman gerçekleşmeyecek gibi görünüyor. On küsur yıl evvel, bir dizi yeni
şehir inşa etme planlarını duyurdular. Planlar (ve tanıtım videosu)
etkileyiciydi, ama fena halde başarısız oldu. Bu muazzam bir israftı.” Benzer
şekilde Cook, şu an Kızıldeniz sahilinde (robotlarla!) fütürist bir şehir
olarak planlanan Neom’un inşasını da bir kaynak israfı olarak görüyor.
Suud liderlerin asıl derdi
Yazara göre, Suudi Arabistan liderlerinin
asıl derdi, kontrolü sürdürmek ve dolayısıyla Veliaht Prens’in giriştiği
toplumsal reformlar da bu amaca matuf. Muhammed bin Selman, tebaasının
sadakatini sinemalara, konserlere ve Dünya Güreş Eğlencesi (WWE) şirketinin
güreş etkinliklerine izin vererek, dini polisi dizginleyerek ve kadınlara araba
kullanma hakkı tanıyarak elde etme şansının çok daha fazla olduğu hesabını
yaptı. Ancak insanların Veliaht Prens’in vermek istediğinden daha fazlasını
talep etme riski her zaman var.
Cook bunu halka arza benzetiyor:
“Suudi liderliğinin imajı için iyi
olduğundan süreci kontrol etmek istiyorlar. Ancak ülkenin en önemli şirketinin
hisselerini piyasaya sürdüklerinde ve gerçek fiyat oluştuğunda Muhammed bin
Selman kontrolü kaybedecek. Bir anda şeffaflık isteyen ve hükümetin
kaprislerinden koruyacak kurallar ve tazminat yolları arayan yatırımcılar
olacak. İşte buna piyasa ekonomisi deniyor.”
Yazar, Muhammed bin Selman ve destekçileri
bunu istediklerini söyleseler de davranışlarının başka şeyler ima ettiğini
vurguluyor.
“Halka arz, Muhammed bin Selman’ın
vizyonunu ve ülkesini 21. yüzyıla taşımak için yoğun halkla ilişkiler
çabalarını vurgulama anlamına gelen bir şovdan ibaret.”
Yazar bunu, Neom’a ve geçmişteki gereksiz
işlere benzetiyor.
“Aramco hisselerinin halka arzı hiç
şüphesiz mali açıdan bir talih kuşu olacak; ancak beraberinde belirsizliği ve
başarısızlık potansiyelini getirecek” tespitinde bulunuyor.
1. Aramco’nun kasım ayı ortasındaki açıklamasına göre, şirketin piyasa değeri
1,6-1,7 trilyon dolar aralığında olup halka %1,5’luk hisse arz edilecek.
Dolayısıyla ilk halka arzdan yaklaşık 25 milyar dolarlık bir gelir elde
edilmesi hedefleniyor. https://www.bloomberght.com/saudi-aramco-halka-arzdan-25-milyar-dolar-gelir-hedefliyor-2238232.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder