FİLİSTİN’İ KALEMLERİNDEN DÜŞÜRMEDİLER
Latife Beyza Turgut
Yeni Şafak, 15.10.2025
https://www.yenisafak.com/hayat/filistini-kalemlerinden-dusurmediler-4758546
İki yıldır süren işgalin gölgesinde, dünya
vicdanının en büyük sınavını verirken; yazarlar Filistinlilere yönelik bu
soykırıma kalemleriyle tanıklık ediyor. Kalemlerinden Filistin’i düşürmeyen
yazarlar Raja Shehadeh, Khaled Beydoun, Asma Nadia, Nabila Adani, Kim Mehmeti,
Yıldız Ramazanoğlu, Taha Kılınç, Savaş Ş. Barkçin ve Zahide Tuba Kor kişisel
Filistin günlükleriyle insanlığın hafızasına not düşüyor.
Zahide Tuba Kor: “Aksa tufanı benim de
tufanım oldu”
7 Ekim 2023’ten bu yana geçen iki yıl içerisinde Filistin
meselesi sizin için kişisel gündeminizde nasıl bir yer tuttu?
“Aksa Tufanı benim de tufanım oldu” diyorum hep şakayla
karışık. Özellikle ilk beş ay neredeyse her gün şehir şehir, ilçe ilçe gezip 7
Ekim neden yaşandı, neydi ne değildi anlattım. Son iki yıl ömrümün en yoğun
dönemi. Konferanslar, seminerler, yazılar… Bir de bu süreçte İsrailli tarihçi
Avi Shlaim’in hatıratını çevirdim ve iki tane de kitap yazdım; çünkü söz uçar,
yazı kalır. Bu arada gündemim sadece Filistin de değildi, İsrail’in Lübnan ve
İran’a saldırıları, Suriye’de rejim değişimi ve İsrail’in ülkeyi karıştırması…
hepsini takip etmek, anlatmak, yazmak zorundaydım. Çok yorucu bir dönemdi.
Bu süreçte yaşam alışkanlıklarınızı etkileyen/dönüştüren
şeyler oldu mu?
Zaten işkoliktim, tamamen işime göre yaşar oldum. İki
senedir kendime ayırdığım tek bir günüm bile olmadı. Mecburiyetten birkaç
saatliğine bir gezmeye gitmek zorunda kalsam vicdan azabı hissediyorum işlerim
yarım kaldı diye. 2002’de İsrail’in Batı Şeria’daki Cenin mülteci kampı
katliamından bu yana İsrail’e ve hamisi ABD’ye boykot uyguluyorum ve bu sayede
tüketimimi en aza indirip sürekli üretmeyi hayat tarzı yapmıştım. Dönüşümü 2.
İntifada yıllarında (2000-2005) yaşadığım için 7 Ekim’den sonra alışkanlıklarımı
değiştirmem gerekmedi. Toplumdan ayrıksı bir hayat tarzım vardı; bana sadece
doğru yolda olduğumu gösterdi.
Filistin mücadelesi edebiyatınızda ya da sanatsal
üretiminizde nasıl bir iz bıraktı?
2004’ten beni Filistin üzerine yazıyorum, seminerler
veriyorum. Filistin zaten 20 yıldır çalışma alanım. Bütün çalışmalarımın yer
aldığı Ortadoğu Günlüğü blogumdaki 900 küsur içeriğin birkaç yüzü Filistin ve
İsrail’le ilgiliydi. 7 Ekim, çalışmalarımı değiştirmedi, artırdı.
Tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de yaşanan bu
soykırımın geleceğe yönelik nasıl bir etki bırakacağını öngörüyorsunuz?
7 Ekim ve soykırım bir dönüm noktasıdır. Uluslararası
sistemin ve devletler arası ilişkilerin işleyişini, Filistin-İsrail çatışması
tarihini, ırkçı ve sömürgeci bir ideoloji olan Siyonizmin gerçek yüzünü,
Siyonistlerle iltisaklı grupları, rejimlerin karakterini, toplumların ve
bireylerin halini gösteren bir ayna oldu. Artık her şey değişiyor.
TAMİMİ’DEN ROBBİNS’A: 5 UZMAN, 5 CÜMLEDE 7
EKİM
Naman Bakaç
Perspektif, 8.10.2025
https://www.perspektif.online/tamimiden-robbinsa-5-uzman-5-cumlede-7-ekim/
Perspektif, üçüncü yılına giren Aksa
Tufanı’nı, farklı disiplinlerden 5 şahsiyetin 5 cümleyle yorumlamasını istedi.
Londra’da Arapça yayın yapan Alhiwar TV’nin Filistinli Genel Yayın Yönetmeni
Dr. Azzam Tamimi, bağımsız analist Levent Kemal, Ortadoğu Uzmanı Zahide Tuba
Kor, İstanbul Üniversitesi Dinler Tarihi Profesörü Şinasi Gündüz ve Columbia
Üniversitesi Filistin Araştırmaları Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bruce
Robbins, Aksa Tufanı’na dair duygu ve düşüncelerini 5 cümlede paylaştı.
Zahide Tuba Kor: “Sömürgeci Siyonizm’in
Gerçek Yüzünü Gösterdi”
7 Ekim; hayatını kaybederken dünyaya hayat vermenin,
ölürken diriltmenin, bir grup yiğit insanın dünya ve bölge tarihinin akışını
değiştirebileceğinin inanılmaz bir örneği oldu.
7 Ekim öyle bir hamleydi ki dünyanın akıl ve vicdan
sahibi insanlarına uluslararası sistemin ve devletler arası ilişkilerin
işleyişini, bir yüzyıllık Filistin-İsrail çatışması tarihini, ırkçı ve
sömürgeci bir ideoloji olan Siyonizmin gerçek yüzünü, Siyonistlerle iltisaklı
grupları, rejimlerin karakterini, toplumların ve bireylerin halini gösteren bir
ayna oldu.
Soykırım savaşına direnen şerefli insanlarıyla Gazze;
dünyadaki bütün maskeleri düşüren, ezberleri bozan, bilgileri ve hayatları
sorgulatan, bütün dünyaya türlü türlü dersler veren muazzam bir okul oldu.
7 Ekim ve Gazze dünyaya dedi ki “Kendi özgür iradenizle
şekillendirdiğinizi zannettiğiniz hayatınızı ve düşüncelerinizi esir almış
prangaları artık kırın, ideolojilerden ve önyargılardan bağımsız insanî ve
vicdanî bir duruşu benimseyin, tüketimi bırakıp üretim toplumuna geçin, bir
ömür boykot fikrini zihinlerinize yerleştirin ve yitirdiğiniz öz değerlerinize
dönerek özgürleşin.”
20 yıldır Ortadoğu’nun savaş bölgelerini çalışan biri
olarak kendime ne kadar doğru bir alan seçtiğimi, emeklerimin boşa gitmediğini,
meselelere yaklaşımımın isabetli olduğunu, yıllardır hamasete karşı yürüttüğüm
savaşın ve bilgi seferberliğinin haklılığını gösterdiği gibi, 2002’de Batı
Şeria’daki Cenin mülteci kampı katliamından itibaren ABD ve İsrail’e karşı
boykota başlamamın ve tüketimi iyice azaltıp sürekli üretmeye odaklanan hayat
tarzımın da doğruluğunu teyit etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder