ÖZGÜRLÜKLERE BASKI ERDOĞAN’IN SORUNLU TÜRKİYE’SİNİ BARIŞA
YÖNELTMEYECEK
Independent başyazı
Independent, 1.1.2017
Tercüme: Zahide Tuba Kor
Kanlı bir yılbaşının gelişi, bütün Ortadoğu ülkelerinin
2017’de istikrarsızlaşmasının ivme kazanacağını akıllara getiriyor. Suriye İç
Savaşı’nda kırılgan bir ateşkes –mezarlıkların barışı- sözkonusu olabilir.
Ancak son birkaç senedir, yakın dönem tarihinde hayal dahi edilemeyecek şekilde
bütün ulusların parçalanmasına ve yıkımına şahit olunuyor.
Domino taşları gibi Irak, Libya, Suriye ve
Yemen büyük sıkıntılara maruz kaldı ve yaralılar, sevdiklerini kaybedenler
ve evsizlerle korkunç bir insani bedel ödenmeye devam ediyor. Mısır iflasın
eşiğinde asılı duruyor. Ve şimdi de bölgesel bir süper güç ve NATO üyesi olan
ve uzun zamandır bu acımasız destanda kurbandan çok oyun kurucu olduğu
düşünülen Türkiye, şiddetin altında eziliyor.
Bu şiddet dalgası, kaygı verici bir şekilde çeşitli
güçler tarafından tetikleniyor: İslamcı radikaller, Kürt ayrılıkçılar, acemice
kalkışılan askeri darbenin ardındaki laik güçler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan
rejiminin daha acımasız unsurları. Osmanlı’nın yüzyıl evvel çöküşünden bu yana
Türkiye’nin birlik-bütünlüğü ve geleceği hiç bu denli kırılgan hale gelmemiş,
gücü hiç bu kadar belirgin şekilde zayıflamamıştı. Bu, hem bölge hem Avrupa hem
de dünya için kötü bir haber.
Düşük yoğunluklu terör Türkiye’de neredeyse bir norm
halini aldı. Neredeyse her ay gelişigüzel veya siyasal hedefi olan bir saldırı
meydana geliyor; düğünleri,
havalimanlarını, askeri konvoyları, partiye gidenleri, Rus büyükelçisini ve son
olarak ülkenin en meşhur gece kulübünü hedef alan saldırılar…
Buna karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her zamanki tepkisi,
sivil özgürlükleri ve meşru siyasi muhalifleri daha da ezmek, polis teşkilatı
ve diğer devlet kurumlarında tasfiyeye gitmek oldu. Bu, şimdiye kadar işe
yaramadı ve bundan sonra da yarayamaz, hele de Türkiye’nin dış ve güvenlik
politikaları bu denli kafa karıştırıcı ve değişken iken.
Bazen ülke Rusya’yla savaşın eşiğinde gibi görünüyor; ama
bir de bakıyorsunuz ki iki ülke neredeyse Suriyeli sivillerin canları pahasına
IŞİD’i bastırmak gibi bir büyük ortak çıkar etrafında buluşuyor ve böylelikle
Rusya ile Türkiye’nin arabuluculuğunda son ateşkes gündeme geliyor. Askeri
destek için ABD’ye bel bağlıyor; ama darbe kalkışmasından sorumlu tutulan
muhalif lider Fethullah Gülen’i topraklarında barındırdığı için fırça çekiyor.
En tehlikeli akılsızlığı ise Kürtlere karşı kullanışlı bir güç gibi göründüğü
sürece IŞİD’i görmezden gelmesiydi. Daha evvel Türk hükümeti, Esed yönetimine
önce destekçi, ardından karşı oldu. El-Kaide’yle çeşitli bağlantıları bulunan
Nusra Cephesi’ne karşı ne yapması gerektiğine, tıpkı Batı gibi, hiçbir zaman
tam anlamıyla emin olamadı.
Bunların hiçbiri Türkiye’ye veya Sayın Erdoğan’a pek bir
fayda sağlamadı. Ama hepsi de Türk hükümetinin ülkenin karşı karşıya olduğu
tehditlerin doğasını ve büyüklüğünü anlamakta başarısız olduğu gerçeğini açığa
vurdu.
Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkına dönük meşru
arzusuyla karşılıklı mutabakata dayalı düzgün bir uzlaşmaya varılmazsa Kürt
meselesi çözülemeyecek. Türkiye’nin güney sınırı boyunca fiili bir Kürt
anavatanı ve çok etnili bir siyasi yapı, Irak’ın kuzeyindeki özerk bölgede ve
Suriye’nin kuzeyindeki federal Rojova bölgesinde çoktan kurulmuş durumda.
Türkiye Kürt milliyetçiliğine karşı kendisini güvence altına almak için artık
Saddam ve Esed’e bel bağlayamaz.
Tabii ki Kürtlerle siyasi bir anlaşma Türkiye’deki
birçokları için kabul edilemez ve bu, Kürt bölgesinin kopuşu ve Türkiye’nin
toprak bütünlüğünün bozulması anlamına gelebilir. Ama bölgedeki mevcut şiddet
ve zulüm eğiliminin kaçınılmaz sonucu olarak bu, her halükarda yaşanabilir.
Türkiye, -eğer ki kendisine yönelik en az ölümcül
tehditleri, mesela Kürt tehdidini etkisiz hale getirmezse- üniter, laik,
demokratik devletin çöküşü ihtimaliyle yüz yüze kalacaktır. Ancak Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın yönetimi altında, Kremlin’deki yeni dostuyla ortaklık içinde, bu bir
ümitsiz vakaya benziyor; yılın en ümit dolu bu ilk anlarında bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder