İMPARATORLUĞU
SAVUNMA ADINA
Robert D. Kaplan (Amerikalı dış politika yazar, Yeni
Amerikan Güvenliği Merkezi kıdemli üyesi)
The Atlantic, Nisan
2014
Tercüme: Zahide Tuba Kor
(…)
Tarih boyunca
yönetişim ve nispi güvenlik, gerek Batı’da gerekse Doğu’da imparatorluklar
eliyle sağlandı. Ara dönemlerde/fetret dönemlerinde anarşi hüküm sürdü.
Ama bugün küresel
elit, emperyalizmi tamamen kötü bir şey gibi sunuyor. Oysa imparatorluklar,
-etnisite, kabile ve mezhep savaşlarının yol açtığı anarşiyi asgari düzeyde
tutmak suretiyle- binlerce yıldır en tehlikesiz yönetim şekli olarak tebarüz
etmişti. Emperyalizmle karşılaştırıldığında demokrasi yeni ve belirsiz bir
olgudur. Modern tarihin en saygın demokrasileri olan ABD ve Büyük Britanya,
aslında uzunca bir dönem imparatorluktular. (…) Anarşi ile tam devlet kontrolü
arasında bir yerde duran emperyalizm, aslında gevşek ve kabul gören bir
egemenlik şeklidir.
(…) Atina, Roma,
Venedik ve Büyük Britanya çağlarının en aydın/lanmacı rejimleriydi.
(…) Erken modern dönem imparatorlukları olan Habsburglar ve Osmanlılar,
azınlıklara yönelik -Yahudiler de dahil- görece hoşgörü ve himayeleriyle
meşhurdular. (…) Habsburgların ardından ortaya çıkan şey, azınlıklara zulmeden
ve Nazizmin önünü açan tek etnili devletler ve yarı demokrasilerdi.
Tüm bu
imparatorluklar, BM’nin şimdiye kadar sağladığı ve muhtemelen bundan sonra da
sağlayabileceği barış ve istikrardan katbekat fazlasını tesis ettiler. Amerikan
örneğini de bir düşünün. Bosna ve Kosova’ya insani müdahalede bulunurken Ruanda
ve Suriye’ye böyle bir müdahalede bulunmaması Amerikan emperyalizminin [ne
zaman] harekete geçip [ne zaman kenarda] beklediğini gösteriyor.
(…)
Bununla birlikte
emperyalizmin kötü bir Amerikan dış politikasına yol açtığı eleştirileri de yabana
atılmamalı: Asıl problem, emperyalizmin kötü oluşu değil, çok pahalı ve bu
nedenle de ABD gibi bir devlet için problemli/tartışmalı bir büyük strateji
olmasıdır. Birçok imparatorluk fetihlerin yükü yüzünden çöktü. (…)
Bu nedenle
Amerikalılar şunu tartışmalı: Emperyalvari bir dış politika sürdürülebilir
midir? (…)
(…)
(…) Obama, (Asya’da
Japonya ve Ortadoğu’da İsrail ve Suudi Arabistan gibi) bölgesel güçlerin yerel
güç dengelerinin korunmasında ABD’ye daha az bağımlı olmasını istiyor. Ve
ABD’nin düşmanlarını, [bu bölgelere] kara birliklerini konuşlandırmak
yerine daha ucuz olan insansız hava araçlarının kullanımıyla uzakta
tutmak/sindirmek istiyor.
Dışişleri Bakanı
Kerry’nin İran ve İsrail-Filistin meselesiyle ilgili enerjik diplomasisi,
Ortadoğu’yu düzen içinde tutma ve böylece Asya’ya Kayış politikasını
kolaylaştırma noktasında cesurca bir çabaya benziyor.
(…) ama
Kissenger’ın aksine Kerry, herhangi bir büyük strateji veya hatta temel bir
stratejik anlayışı telaffuz etmedi.
(…)
Herhangi bir
başka güç veya güçler kümesi, ABD tarafından sağlanan küresel düzenin bir küçük
bir parçasını dahi sağlayamaz. Asya ve Ortadoğu’da olduğu gibi Amerikan hava ve
deniz üstünlüğü barışı tesis ediyor. Makul bir şekilde konuşlanmış durumdaki
Amerikan askeri gücü, Polonya, İsrail ve Tayvan gibi demokrasileri düşmanların
eline düşmekten koruyor. Eğer ABD, kara güçleri yeterli teçhizat ve eğitimden
yoksunken tutup da hava ve deniz güçlerinde bir anda azaltmaya giderse,
anavatandaki (Amerika’daki) olumsuz yansımalarıyla birlikte dünya çok
daha anarşik bir yere dönüşecektir.
Romalılar,
Partlar ve Habsburglar dünyanın önemli bir kısmına az da olsa –normal şartlarda
sahip olamayacakları- bir emperyal düzen sunduğu için büyük güçlerdi. ABD de
hâlihazırda başta dünya ekonomisinin jeopolitik kalpgahı (heartland) olan ve
müttefiklerine ev sahipliği yapan Doğu Asya’da benzer bir politika uygulamalı.
Bu, Amerikan
ordusunun, kritik önemi haiz bir sivil toplumu bulunmayan karmaşık ve çok
nüfuslu İslam ülkelerini tamir/ıslah etmesini hiçbir şekilde gerektirmez. ABD
dünyayı gemileri ve uçaklarıyla dolanmalı, ama karada nereye müdahale edeceği
noktasında çok dikkatli olmalı. Ancak çok hayati bir ulusal çıkarı tehdit
edildiğinde askeri çatışmaları başlatmalı. Bunun dışında müdahalelerini ekonomik
teşvikler ve (…) sağlam bir diplomasiyle sınırlı tutmalı.
(…)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder