SURİYE’DE
TAHRAN-MOSKOVA YARIŞI NEREYE VARACAK?
Régis Genté (Le Figaro, Radio France Internationale ve
Le Monde Diplomatique muhabirliği yapmış, Tiflis’te yaşayan
Rusya-Kafkasya-Orta Asya uzmanı serbest gazeteci)
Orient XXI, 17.3.2020
Tercüme ve editoryal katkı: Zahide Tuba
Kor
NOT: Bu
özet tercüme Fikir Turu web sitesinde 27.3.2020 tarihinde
yayınlanmıştır.
İngilizcesi
“Syria: Competition for Influence Between Moscow And Tehran” başlığıyla
yayınlanan yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ.
NOT: Blogda yer alan 800 küsur içeriğe http://ortadogugunlugu.blogspot.com.tr/2018/01/bu-blogda-neler-var.html linkinden toplu olarak ulaşabilirsiniz.
Kaynak göstermeden blogdaki yazı, tercüme ve
infografikleri kullanmamanız önemle rica olunur.
Spot: Suriye söz konusu olunca İran ve Rusya nerede
anlaşamıyor? İki ülkenin rekabeti Suriye’nin geleceğini nasıl etkileyebilir?
Hangi ülke Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olacak? Esed ailesinin geleceği
konusunda nerede anlaşamıyorlar?
İran Devrim Muhafızları’nın dış operasyon
birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım
Süleymani’nin
ısrarı ve iknasıyla Rusya 30 Eylül 2015’te Suriye’deki savaşa müdahil olup
dengeleri değiştirmişti. O dönem devrilmek üzere olan Esed rejimini, karada
İran’a bağlı milislerin ve havada Rus uçaklarının kararlı ve eşgüdümlü
operasyonları kurtarmıştı. Ancak iki
tarafın Suriye üzerindeki çıkarları kısa vadede çatışma şartları altında örtüşse de,
orta ve uzun vadede, özellikle yeni bir düzenin kuruluş arifesinde nüfuz
yarışına girecekleri aşikârdı. Taraflar İdlib’de savaşı bitirmek için gün
sayarken bu rekabet de gün yüzüne çıkıyor.
Daha evvel Le
Figaro, Radio France Internationale ve Le Monde Diplomatique muhabirliği
yapmış, Tiflis’te yaşayan Rusya-Kafkasya-Orta Asya uzmanı serbest gazeteci
Régis Genté, bu kritik konuda Rusya’daki Ortadoğu uzmanlarının görüşlerine yer
verdiği bir yazı kaleme aldı. 17 Mart’ta Orient XXI adlı web sitesinde
yayınlanan “Suriye: Moskova ile Tahran Arasında Nüfuz Yarışı” başlıklı
yazısının önemli kısımlarını Fikir Turu okurları
için tercüme ettik:
Rusların Suriye’de asıl derdi İran
Moskova’daki Ortadoğu uzmanları, Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüksek sesli nutuklarından
etkilenmiyorlar. Suriye söz konusu olduğunda onlar daha ziyade İran’dan endişe
duyuyorlar. (…) Şubat ayında İdlib’de Türk askerlerinin öldürülmesiyle
gerginliğin iyice tırmanmasına rağmen Moskova’daki hâkim kanaat Ankara’yla
görüşmelerin devam edeceği yönündeydi. (…) Moskova’daki Ekonomi Enstitüsü’nden
Ortadoğu uzmanı Leonid Issaev’e göre “Kremlin Türkiye’yle iş tutup anlaşmayı
başarıyor. Bunun temel nedeni, karşılıklı ilişkilerin aynı zamanda ekonomi,
enerji ve strateji konularıyla da bağlantılı olması. İranlılarla ilişkiler daha
karmaşık, zira Suriye onların stratejilerinin merkezinde ve onlar için kriz
bitmiş değil.”
(…)
İdlib, Suriye İç Savaşı’ndaki son büyük
çatışma olabilir. Bu yüzden Moskova’daki birçokları bu çatışmanın sonrasına
odaklanıyor. Leonid Issaev’e göre “Biz bir bakıma zaten oradayız. Putin, esas
olarak Rusya’nın dünya sahnesinde öne çıkma rolünü yeniden gerçekleştirerek
Suriye’de hedeflerine ulaştı. Dolayısıyla Kremlin, Suriye’de kalıcı varlığını
sürdürmeye kararlı olsa da -Suriye artık mutlak bir önceliği olmadığından-
gerektiğinde Türkiye’yle nasıl bir uzlaşmaya varılacağını bilecektir.”
Avrupa’yla ilişkiler, Kuzey Akım 2 Boru Hattı’nın inşası veya Ukrayna krizinin
çözümü Putin’in hâlihazırda Suriye’den daha önemli gördüğü konular. Geri
çekilme gibi bir mesele yok. Başlangıçtaki, sorumlu bir dünya gücü olarak
itibar kazanma emelinin başarıya ulaşması için çatışmanın siyasi bir çözümünün
bulunması gerekiyor. Ve bu da İranlılarla iş birliği içinde gerçekleşmek
zorunda.
Moskova-Tahran ilişkilerinin niteliği
Moskova-Tahran bağlantısı aslında
stratejik değil, taktiksel; her ne kadar iki başkentin temel hedefleri aynı
olsa da: çok kutuplu bir dünyanın ortaya çıkmasını sağlamak, Amerikan ve Batı
hegemonyasına karşı koymak…
Ortadoğu uzmanı bir danışman olan Alexey
Khlebnikov diyor ki “İlginçtir, İranlı General Kasım Süleymani suikastı üzerine
Moskova birkaç yorumla yetindi. Rusya, İran’a verdiği desteği abartmaktan ve
Suriye’de istediği gibi at koşturma imkanı sunmaktan titizlikle kaçındı.”
Issaev ise daha da ileri gidiyor:
“Moskova, Süleymani’nin ölümünden hiç memnun olmasa da, başlı başına bir
problem olarak da görmedi. İranlı general sahada Tahran’ın iflah olmaz
tutuculuktaki Suriye politikasını uyguladığından aslında [bu suikast
Moskova’nın da] avantaj[ınay]dı.” (…)
Suriye ordusunu reformdan geçirmek
Suriye savaşının İran’a muazzam insani ve
finansal maliyeti karşısında Tahran, ülkedeki çok büyük askeri varlığıyla
gelecekte epeyce taleplerde bulunacak. Rus Ortadoğu uzmanlarına göre, İranlılar
Suriye hükümetine fazlaca sızmış durumda; şüphesiz bunun nedeni, Tahran’ın
emelleriyle Şam’ınkilerin -Rusya’nın emellerine kıyasla – çok daha fazla
örtüşmesi.
İranlılar, özellikle askeri ve güvenlik
aygıtlarının büyük bir kısmının başında olan Beşşar Esed’in kardeşi Mahir
Esed’in çevresinde toplanmış bulunuyor. Bu da Suriye Devleti’ni ve özellikle de
ordusunu reformdan geçirmeye odaklı Rus planları önünde bir engel
oluşturabilir. El-Monitor yazarı ve Rusya
Uluslararası İlişkiler Konseyi uzmanı Kiril Semenov ise bunu bir problem olarak
görmüyor: “(…) İranlılar ve Ruslar, Beşşar Esed’i iktidarda tutmakta hemfikir.
Bu daha ziyade Beşşar üzerinde ne tür bir etkiye sahip olacakları meselesi.”
Rusya Suriye ordusunun reformunu çok
önemsiyor. Alexey Khlebnikov bu konuyu şöyle açıklıyor: “Moskova’nın düşüncesi,
İran’ın etkisini azaltmak için orduyu daha profesyonel ve özerk hale getirmek.
Rusya, askeri ve deniz üsleriyle Suriye’de uzun süreli bir varlık kurma
niyetinde. Kremlin, ülkeyi istikrara kavuşturmanın ve savaşa siyasi çözüm
şartlarını tesisin tek yolunun, Suriye ordusunu yeniden inşa etmek ve -bazıları
bir süre Esed rejimine karşı savaşmış- farklı grupları [orduya] dâhil etmek
olduğunu düşünüyor. Tüm bu nedenlerle Moskova, Lazkiye çevresindeki çeşitli milisleri
ve silahlı grupları bir araya getiren 4. Kolorduyu ve daha sonra da Ulusal
Savunma Gücü birlikleriyle 5. Kolorduyu eğitmeye başladı.”
Esed klanının geleceği ne olacak?
Moskova’ya göre, Suriye’deki en temel
sorun, Esed klanının geleceği. Beşşar’ı iktidarda tutmaya özellikle bağlanmış
değiller – ki birçokları onun tüm meşruiyetini yitirdiğinin zaten farkında;
ancak Rus karar vericiler, en azından Beşşar Esed’in -kardeşi Mahir Esed’in
aksine- tamamıyla İran’ın kontrolü altında olmadığını kendi aralarında
konuşuyorlar. Kiril Semenov diyor ki, “Sahada fiili operasyonlar bağlamında
Suriye ordusunun hemen hemen her tugayında ve birliğinde Rus askeri danışmanlar
var.”
Suriye’nin yeniden inşası söz konusu
olduğunda Rusya-İran ilişkileri gerilebilir. Kiril Semenov’un bu konudaki
öngörüsü şöyle: “Bence bu konu büyük ölçüde çözülmüş durumda. İran KOBİ’lerini,
Rusya ise büyük şirketlerini teşvik ediyor.” Ancak Issaev’e göre “Sorun
yaratabilecek husus, yeniden yapılanmanın maliyetine Batı ülkelerinin de
katkıda bulunmaları noktasında Moskova’nın ısrar etmesi. Eğer ki Esed’in
çevresinde çok fazla İranlı olursa Avrupalılar ya da Amerikalılar için bu bir
engel teşkil edebilir.” Şu an Beşşar Esed’in Batı’daki imajı o kadar olumsuz ki
Batılıların onun yönetimi altındaki bir Suriye ile herhangi bir iş tutmalarını
hayal etmek zor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder