KORONAVİRÜS PANDEMİSİ DÜNYA
DÜZENİNİ İLELEBET DEĞİŞTİRECEK
Henry Kissinger (Henry Kissinger, Nixon ve Ford yönetimi dışişleri
bakanı ve milli güvenlik müsteşarı)
The
Wall Street Journal, 3.4.2020
Tercüme:
Zahide Tuba Kor
NOT: Bu tercüme Perspektif web
sitesinde 7.4.2020 tarihinde yayınlanmıştır.
İngilizcesi “The Coronavirus Pandemic will
Forever Alter the World Order” başlığıyla yayınlanan yazının tamamını okumak
için TIKLAYINIZ.
NOT:
Blogda yer alan 800 küsur içeriğe http://ortadogugunlugu.blogspot.com.tr/2018/01/bu-blogda-neler-var.html linkinden toplu olarak ulaşabilirsiniz.
Kaynak
göstermeden blogdaki
yazı, tercüme ve infografikleri kullanmamanız önemle rica olunur.
Özet: Covid-19 pandemisi tıpkı II.
Dünya Savaşı atmosferinin hüküm sürdüğü 1944’ün sonlarında olduğu gibi, şimdi
de herhangi bir kişiyi hedef almayıp rastgele ve yıkımla vuran yeni başlayan
bir tehlike hissi uyanıyor. Ama artık mazide kalmış o dönem ile bizimki
arasında önemli bir fark var.
Covid-19 pandemisinin sürrealist
atmosferi, [II. Dünya Savaşı’nda Normandiya Çıkarması sonrası Avrupa
cephesindeki en büyük muharebe olan ve Ardenler Taarruzu olarak da bilinen] Bulge
Muharebesi sırasında 84. Piyade Tümeni’nde görevli bir genç olarak kendimi
nasıl hissettiğimi hatırıma getirdi. Tıpkı 1944’ün sonlarında olduğu gibi,
şimdi de herhangi bir kişiyi hedef almayıp rastgele ve yıkımla vuran yeni
başlayan bir tehlike hissi uyanıyor. Ama artık mazide kalmış o dönem ile
bizimki arasında önemli bir fark var. İlkinde Amerikan dayanıklılığı daha sonra
nihai bir ulusal hedefle takviye edilmişti. Şimdi ise bölünmüş bir ülkede,
büyüklük ve küresel kapsam bakımından eşi benzeri görülmemiş engellerin
üstesinden gelmek için etkili ve ileri görüşlü bir hükümete ihtiyaç var.
Toplumsal dayanışma, toplumların birbirleriyle ilişkileri ve uluslararası barış
ve istikrar için halkın güveninin sürdürülmesi çok önemli.
Milletler, kurumlarının felâketi
öngörebileceği, etkisini engelleyebileceği ve istikrarı yeniden sağlayabileceği
inancına binaen kendi içlerinde kaynaşır ve gelişirler. Covid-19 salgını sona
erdiğinde ise birçok ülkenin kurumları başarısız olarak algılanacak. Bu
yargının objektif olarak hakkaniyetli olup olmadığının bir önemi yok. Gerçek şu
ki dünya, koronavirüs sonrası bir daha asla aynı olmayacak. Şimdi tutup da
geçmişi tartışmak sadece yapılması gerekenleri yapmayı zorlaştırır.
Koronavirüs benzeri görülmemiş
bir ölçek ve şiddetle vurdu. Yayılması katlanarak artıyor: ABD’deki vakalar her
beş günde bir ikiye katlanıyor. Bu yazı bir tedavi sunmuyor. Tıbbi malzemeler,
giderek genişleyen vaka dalgalarıyla başa çıkmak için yetersiz. Yoğun bakım
üniteleri dolmak üzere ve hatta dolup taşmış durumda. Yapılmakta olan testler,
yayılmayı tersine çevirmek şöyle dursun, enfeksiyonun ne denli yayıldığını
tespit etmekte bile yetersiz. Başarılı bir aşının üretilip kullanıma geçmesi
için önümüzde 12 ila 18 ay olabilir.
Amerikan yönetimi ani bir
felâketi önlemekte sıkı bir iş çıkardı. Ama nihai sınav; Amerikalıların kendi
kendilerini yönetme yeteneğine halkın güvenini sürdürür bir şekilde ve ölçekte,
virüsün yayılmasının durdurulup, ardından sürecin tersine çevrilip çevrilememesi
olacak. Ne kadar büyük ve elzem olursa olsun krizle baş etme çabası,
koronavirüs sonrası düzene geçiş için paralel bir girişim başlatma ivedi
görevini boşlamamalı.
Liderler krizi büyük ölçüde
ulusal bazda ele alıyor, ancak virüsün toplum-çözücü/ayrıştırıcı (society-dissolving)
etkileri [mevcut ülke] sınırları[nı] tanımıyor. İnsan sağlığına yönelik
saldırısı -umarım- geçici olur, ama tetiklediği siyasi ve iktisadi kargaşa
nesiller boyu sürebilir. ABD de dahil hiçbir ülke tamamen kendi ulusal çabasıyla
bu virüsü alt edemez. Anın ihtiyaçlarının karşılanmasına, nihayetinde küresel
işbirliğini içeren bir vizyon ve program eşlik etmeli. Eğer bu ikisini birlikte
yürütemezsek her birinin de en kötüsüyle karşılaşacağız.
ABD’nin Yapması Gereken Üç Şey
ABD; Marshall Planı ve Manhattan
Projesi’nin geliştirilmesinden dersler çıkararak üç alanda büyük bir çaba sarf
etmek zorunda. Birincisi, bulaşıcı hastalığa karşı küresel direnç sağlamaya
destek olun. Çocuk felci aşısı ve çiçek hastalığının tamamen ortadan kaldırılması
gibi, tıp biliminin zaferleri veya yapay zeka yoluyla ortaya çıkan
istatistiksel-teknik tıbbi teşhis mucizesi bizi tehlikeli bir rehavete
sürükledi. Büyük nüfuslarda bulaşıcı hastalıkların kontrolü ve uygun aşılar
için yeni teknikler ve teknolojiler geliştirmemiz lazım. Şehirler, devletler ve
bölgeler -bilimin sınırları dahilinde- stoklama, işbirlikçi planlama ve
keşfetme yoluyla halklarını pandemilerden korumaya kalıcı biçimde hazırlanmalı.
İkincisi, dünya ekonomisinin
yaralarını iyileştirmeye çalışın. Küresel liderler 2008 mali krizinden önemli
dersler aldılar. Mevcut iktisadi kriz ise çok daha karmaşık: Koronavirüsün
tetiklediği daralma, hızı ve küresel ölçeği bakımından, tarihte bilinen hiçbir
şeye benzemiyor. Ve sosyal mesafe, okulları ve işyerlerini kapatma gibi gerekli
halk sağlığı tedbirleri iktisadi sıkıntıya katkıda bulunuyor. Geliştirilen
programlar, eli kulağındaki kaosun dünyanın en savunmasız nüfuslarına
etkilerini iyileştirme arayışında da olmalı.
Üçüncüsü, liberal dünya düzeninin
ilkelerini koruyun. Modern hükümetin kurucu efsanesi, kâh despot kâh hayırhah,
ama her daim halkını dış düşmandan koruyacak kadar güçlü olan yöneticiler
tarafından korunan etrafı duvarlarla çevrili bir şehirdi. Aydınlanma
düşünürleri, meşru devletin amacının insanların temel ihtiyaçlarını -yani
güvenlik, düzen, iktisadi refah ve adaleti- sağlamak olduğunu savunarak bu
kavramı yeni bir çerçeveye oturtmuştu. Bireyler bu temel ihtiyaçları kendi
başlarına sağlayamazlar. Pandemi, refahın küresel ticarete ve insanların
hareketliliğine bağlı olduğu bir çağda etrafı duvarlarla çevrili şehri yeniden
canlandırarak bir anakronizmi tetikledi.
Dünya demokrasilerinin Aydınlanma
değerlerini savunması ve sürdürmesi gerekiyor. Gücü meşruiyetle dengelemekten
küresel bir çark ediş, mevcut toplumsal sözleşmenin hem yurtiçinde hem de
yurtdışında dağılmasına yol açacaktır. Bu bin yıllık meşruiyet ve güç sorunu,
Covid-19 salgınıyla baş etme çabasıyla eşzamanlı olarak çözülemez. Dizginleme,
-hem iç politikada hem de uluslararası diplomaside- tüm taraflarda gerekli.
Öncelikler belirlenmeli.
Biz, Bulge Muharebesi’nden
refahın arttığı ve insan onurunun geliştiği bir dünyaya geçiş yaptık. Şimdi ise
çığır açıcı bir dönemde yaşıyoruz. Liderlerin karşı karşıya olduğu tarihi
meydan okuma, geleceği inşa ederken krizi yönetmek. Başarısızlık dünyayı ateşe
verebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder