SUUDİ ARABİSTAN İRAN’A KARŞI BİR VEKÂLET SAVAŞI BAŞLATIYOR
Katehon, 25.5.2017
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
Amerikan
Başkanı Donald Trump, Ortadoğu turu sırasında bölgedeki terörün temel kaynağı
ve faili olarak defalarca İran’dan bahsederken gerçek şeytan “İslam Devleti”ne
çok daha az vurgu yaptı.
(…)
Gerçek
ise tam aksi
İran
terör saldırılarının hedefi. Suudi Arabistan, yeni Amerikan başkanından tam
destek aldıktan sonra, İran topraklarındaki çeşitli isyancı ve terör
örgütlerine destek vererek ülkeyi içeriden patlatmak için Tahran’a karşı geniş
çaplı bir vekâlet savaşı başlatıyor.
Bu
süreç Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretinden çok önce başladı. Ancak askeri
anlaşmaları imzaladıktan ve Trump’ın (baş hedefi İran olacak) bir “Arap NATO”su
kurulmasında Riyad’a yardım sözü vermesinden sonra Suudilerin bunu resmen
devreye sokmaya karar verdikleri aşikâr.
2
Mayıs’ta İkinci veliaht Prens ve Savunma Bakanı Muhammed bin Selman, iki ülke
arasında uzlaşma ihtimalini reddederek, İran’ın kendi içinde “gerçek bir savaş”
başlatma tehdidini açık açık savurmuştu. İran’da faaliyet gösteren çeşitli
isyancı gruplar ile Riyad’ın menfaatleri birbiriyle örtüşüyor.
İran Kürdistan’ı
İran Kürdistan’ı
Ocak
ayında Suudiler özerk bir bölge olan Irak Kürdistan’ında konsolosluk açtılar ve
nisan ayı sonunda Komala Partisi (İran Kürdistan Devrimci Emekçiler Toplumu),
İran güvenlik güçlerine karşı savaşı yeniden başlatacağını ilan etti. Komala
Partisi’nin üsleri ve eğitim kampları, Suudi özel servislerinin faaliyetlerini
giderek arttırdığı İran Kürdistan’ı içinde.
Bir
süre evvel İran’ın Batı Azerbaycan, Kürdistan ve Kermanşah eyaletlerinde orduya
bağlı askeri konvoylara saldırmaya ve güvenlik güçleriyle çatışmaya başlayan
İran Kürdistan Demokratik Partisi de orada üslenmiş durumda. Daha evvel bu
grubun aktif savaş yürütecek İran içinde ciddi herhangi bir gücü ve araçları
yoktu. Bu gücün ve araçların bir anda nereden geldiğini tahmin etmek hiç de zor
değil.
Arap
bölgesi olan Huzistan
İran’ın
[Irak’la] sınır bölgesinde yer alan Arapların yaşadığı petrol zengini
Huzistan eyaletinde ayrılıkçı duygular hep güçlü olageldi. Ancak daha evvel
silahlı çatışmalar ve terör saldırıları çok nadirdi. Hatta geçtiğimiz iki yıl
da görece sakindi. [Z.T.K. Saddam Hüseyin İran’la rekabetinde hep bu
eyaletin Arap halkını rejime karşı kışkırtıp kullanmıştı. İran-Irak Savaş’ına
girerken temel hedeflerinden biri Basra Körfezi kıyısındaki doğal kaynak
zengini bu bölgeyi kendi topraklarına katmaktı. Bu eyaletin diğer bir önemi,
İran’ın kara, demir ve deniz yollarının tamamının kesişim noktasında yer
alması].
Ancak
yerel ayrılıkçı Ahvaz Kurtuluş Ordusu (Ahvaz, Huzistan’ın eski adıdır)
silahlarını yeniden ele aldı. 15 Mayıs’ta militanlar bir polis karakoluna
saldırdı ve 4 polisi öldürdü veya yaraladı. Ayrıca örgütün liderliği, Ahvaz’dan
Tahran’a kadar birçok yerde saldırılar düzenleyeceklerini ilan etti.
İslam
Devleti’nin komşu Irak’ın Diyala vilayetinde etkin hale gelmesiyle birlikte
İran güvenlik yapılanmasının durumu daha da karmaşıklaştı.
Sistan
ve Belucistan
Sistan
ve Belucistan eyaletlerinde Sünni İslamcı örgüt Ceyşü’l-Adl (Adalet Ordusu)
var. Bu örgüt de son dönemde taktiklerini önemli ölçüde değiştirdi ve savaş
yürütecek kadar ilerledi.
Nisan
ayı sonunda örgüt militanları bir İran sınır karakoluna saldırdı. Çatışma
sırasında 10 sınır muhafızını öldürmeyi başardılar. Daha evvel hiç bu türden
bir kalkışmaya cüret edememişti. Bu, daha ziyade İran’a karşı bir terör savaşı
ilanı. İslam Devleti ile Ceyşü’l-İslam’ın temasta olduklarına ve şu an eşgüdüm
içinde hareket ettiklerine dair kanıtlar var. Suudi özel birlikleri böyle bir
elverişli anı kaçırmayacaklardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder