RUSYA’NIN
BATI’YLA YENİŞEMEYECEĞİ YENİ BİR YIL
Stratfor,
27.12.2016
Tercüme:
Zahide Tuba Kor
Tahmin
ABD
yeni bir yönetimle geçiş süreci yaşarken ve AB giderek büyüyen kurumsal meydan
okumalarla yüzleşirken Rusya’nın Avrasya’daki konumu gelecek yıl daha da
gelişecek.
Bu
minvalde eski Sovyet coğrafyasındaki ülkeler Moskova ve Batı’yla ilişkilerini
yeniden gözden geçirecek.
Her
şeye rağmen Moskova Avrasya’da at koşturamayacak ve Batı’yla yenişememe hali
2017’de artarak devam edecek.
Analiz
Rusya
2017’yi iple çekiyor olabilir. Geçtiğimiz üç yılda birçok stratejik gerileme
yaşadı ve Batı’dan yükselen ciddi bir baskıyla karşılaştı. Kiev’deki 2014
Yevromaydan (Euromaidan) Ayaklanması Ukrayna-AB-NATO arasında artan
işbirliği döneminin habercisiydi. ABD ve NATO güçleri Polonya’dan Baltıklara ve
Romanya’ya kadar [Rusya’yla] sınır hatları boyunca varlıklarını ve
faaliyetlerini artırırken, Rusya’nın Yakın Çevresindeki Moldova ve Gürcistan
gibi diğer stratejik ülkeler de aynı yolu takip ettiler.
Aynı
zamanda ABD ve AB, Kırım’da ve Ukrayna’nın doğusunda yaptıklarından dolayı
Rusya’ya karşı yaptırımlar yürürlüğe koyup kapsamını sürekli genişletti. Bu,
2014 ortasında çakılan petrol fiyatlarıyla birlikte durgunluğa giren Rusya’nın
ekonomisini daha da baskı altına aldı. Moskova, Batı’yla –ve özellikle ABD’yle–
müzakere masasında bir sandalye kapmak için Suriye
çatışmasına müdahil oldu. Moskova’nın Ukrayna çatışması gibi netameli konularda
büyük pazarlık kozunu elde etme ümidiyle geliştirdiği bu strateji şimdiye kadar
başarısızdı. Ancak 2017 yılı Rusya’nın Batı’yla yenişememesinde yeni bir
aşamanın habercisi olabilir.
Değişim
fırsatı
2016’da
tırmanan gerginlikler, Rusya’ya karşı birleşik Batı cephesinde çatlamaları
açığa çıkardı. Brexit oylaması AB içindeki derin yarıkları ifşa etti; Donald
Trump’ın Amerikan başkanlık seçimlerindeki zaferi, Washington’ın Moskova’ya
yönelik politikasında bir kırılmaya işaret olabilir. 2017’de Avrupa’daki
(Fransa, Hollanda, Almanya ve belki İtalya’daki) seçimler, Kıta Avrupa’sı
bloğundaki bölünmeleri daha da genişletebilir ve Avrupa entegrasyonunun
geleceğine meydan okuyabilir.
2017
yılında Batı bloğunda yaşanacak eli kulağındaki mücadeleler Rusya için bir
fırsat sunuyor. Moskova, Batı’nın birliğini propagandalarla, siber saldırılarla
ve siyasi manevralarla baltalamak için AB ve ABD içindeki dinamikleri istismar
etmeye ve bazı durumlarda etkilemeye çalışıyor. 2017’de Rusya’nın –ABD ve
AB’nin uyguladığı yaptırımlar rejimini düzeltmek veya sonlandırmak gibi
hedeflerine ulaşmak maksadıyla Batı’daki fikir ayrılıklarının çoğunu
kullanarak– bu çabalarını artırması muhtemeldir. Bu arada Suriye’de rejime
sadık olanların son dönemdeki ilerleyişleri, Kremlin’in bir dizi konuda Trump
yönetimiyle müzakere pozisyonunu geliştirebilir.
Yeniden
zemin kazanmak
Bu değişimler eski Sovyet coğrafyasında Rusya’nın yeniden
nüfuz kazanmasını sağlayacaktır. AB’deki isyan dikkate alındığında Birlik, 2017
yılı içinde yeni üyeleri bünyesine katacak müzakere süreçlerinde mütereddit
davranacaktır. Önümüzdeki yıl Ukrayna, Moldova ve Gürcistan gibi ülkeler,
AB’yle ve NATO’yla entegrasyon beklentileri hız keserken ve belki de altüst
olurken Rusya’yla ilişkilerini yeniden gözden geçirecektir. Zaten son
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Moldova halkı, Moskova’yla ilişkileri artırma ve
ülkenin AB’ye entegrasyon çabalarını gözden geçirme vaadinde bulunan aday Igor
Dodon’u seçti. Ukrayna ve Gürcistan’da aynısının
tekrarlanması mümkün olmasa da Rusya’ya karşı –ticari ilişkileri geliştirmek ve
kopan toprakların statüsü konusunda anlaşmaya varmak gibi– çok daha pragmatik
bir yaklaşım sergileyebilirler.
Moskova ayrıca SSCB’nin çöküşünden bu yana Rusya’ya karşı
tarafsızlıklarını sürdüren Azerbaycan ve Özbekistan gibi ülkelerde muhtemel
nüfuz kazanacaktır. Moskova son dönemde her iki ülkeyle de askeri işbirliğini
geliştirmek maksadıyla anlaşmalar imzaladı. Her ne kadar anlaşmalar Bakü ve
Taşkent’le stratejik bir ilişki anlamına gelmese de Rusya’nın bu ülkelerdeki
etkisini artıracaktır. Yine Moskova, gelecek sene Orta Asya’nın güvenliğini sağlamakta
çok daha aktif bir rol üstlenmeye çalışacaktır; zira tarihsel olarak istikrarlı
bu bölge bir dizi meydan okumayla karşı karşıya.
Moskova’yla zaten işbirliği içindeki eski Sovyet
ülkelerinden Belarus, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın
önümüzdeki yıl bu işbirliğini katlayarak artırması kuvvetle muhtemeldir. Bu
ülkelerin çoğu, güvenlik alanında entegrasyonu derinleştirmek üzere zaten
Moskova’yla anlaşmalar imzaladılar. AB içinde artan iç ihtilaflar, Belarus ve
Ermenistan gibi ülkeleri AB’yle ikili ilişkilerini geliştirmekten
alıkoyacaktır. Sonuç olarak, Rusya’nın kurduğu ana bloklar olan Avrasya
Ekonomik Birliği ve Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü son iki yıldaki
durgunluğun ardından 2017’de daha aktif hale gelecektir.
Sınırlı
Canlanış
Yeni
yılın Moskova’ya yarayacağı umuduna rağmen Rusya’nın geri dönüşü garanti değil.
ABD ve NATO’nun Avrupa’nın Rusya’yla sınır bölgelerinden tamamen geri çekilmesi
mümkün görünmediğinden Moskova Avrasya’da istediği gibi at koşturamayacaktır.
Ayrıca ABD ve AB’deki çeşitli taraflar Moskova’ya yönelik yaptırımları kaldırma
veya hafifletme mücadelesine girecektir. Batı desteğinin azalma ihtimaliyle
yüzleşen Ukrayna ve Gürcistan, Moskova’ya karşı elini güçlendirmek için Polonya
ve Türkiye gibi komşu ülkelerle kendi bloklarını inşa etmeye yönelebilir. Bu
arada Rusya, içeride iktisadi ve siyasi problemlerle boğuştuğundan kendi sınır
hatlarında aşırı saldırganca hareket etmeme konusuna dikkatli davranacaktır.
Yenişememe
hali yeni yıla da yayılacağından bu faktörler Rusya’yı Batı’daki kargaşadan ve
belirsizlikten tam anlamıyla istifade etmekten uzak tutacaktır. Bununla
birlikte Moskova 2017 yılında Batı’yla müzakerelerinde ve eski nüfuz
alanlarında ciddi ilerlemeler kaydedebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder