TRUMP İRAN’A KARŞI KÖTÜ PLANLANMIŞ ERKEN ADIMLARDAN KAÇINMALI
David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe
yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan
casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 2.2.2017
Tercüme: Zahide Tuba Kor
NOT: CIA ve Amerikan yönetimindeki etkili kişilerle sıkı bağlantıları olan ve yazılarında içeriden önemli bilgiler veren David Ignatius'a ait bu blogda yer alan 63 yazının tercümesini toplu olarak okumak için TIKLAYINIZ.
NOT: CIA ve Amerikan yönetimindeki etkili kişilerle sıkı bağlantıları olan ve yazılarında içeriden önemli bilgiler veren David Ignatius'a ait bu blogda yer alan 63 yazının tercümesini toplu olarak okumak için TIKLAYINIZ.
Başkan Trump, saldırganca davranışları nedeniyle İran’ı “uyararak”
Amerikan müttefiki birçok ülkenin başkaldırdığı Tahran yönetimini hedef aldı.
Ama bu yüzleşmeye önceden pek bir hazırlığı veya stratejik planlaması
olmaksızın gelişigüzel bir şekilde başladı.
İran, Trump için elverişli bir düşman. İsrail ve Körfez’in Arap
devletleri Beyaz Saray’ın İran antipatisini paylaşıyor (…)
Trump’ın meydan okuması, İran’ın tek büyük müttefiki Rusya’nın yeni
Amerikan yönetimiyle daha iyi ilişkiler kurma arayışına girdiği bir dönemde
geldi. Bu elverişli bir koz olabilir. Bazı Amerikalı, İsrailli ve Arap
yetkililer, ABD’yle yakınlaşmanın bir bedeli olarak Rusya İran’ın adımlarını
sınırlandırmaya ikna edilebilir ümidindeler. Ancak bazı üst düzey
istihbaratçılar bundan şüpheli.
İran’la yüzleşme ciddi tehlikeler içeriyor. Amerikan Merkezi
Komutanlığı CENTCOM’un Irak’ta ve Körfez’de İran misillemelerine maruz
kalabilecek binlerce askeri birliği var. Buna rağmen Milli Güvenlik Müsteşarı
Michael Flynn, çarşamba günü İran’ın “istikrarsızlaştırıcı” adımlarına karşı
tehditvari “uyarı”sını yapmadan evvel, adımlarını CENTCOM’la birlikte koordine
etmedi.
(…) Görünen o ki yeni yönetim İran’a yönelik yeni yaptırımları
yürürlüğe koymayı düşünüyor(…)
(…)
Ancak Amerikalı ve yabancı yetkililer İran’ı çevrelemeye dönük her
türlü girişimin dikkatlice planlanıp uygulanması gerektiği konusunda uyarıyor.
Siyasi tecride uğramasına rağmen İran artık kaşarlanmış bir düşman. Tahran’la
herhangi bir yüzleşmeden evvel Washington, İran’ın Suriye ve Irak’taki güçlü
konumunu ve Trump’ın buralarda İslam Devleti’ni kökünden temizleme sözünü
yerine getirmesine engel olma kabiliyetini dikkate almak zorunda.
Eski bir üst düzey Cumhuriyetçi dışişleri yetkilisi dedi ki, yeni
yönetim İran’a “bir mesaj yollamak istedi, ama bunun ne anlama geldiği
konusunda hiçbir fikre sahip değiller.”
Beyaz Saray’da henüz daha ikinci haftasını dolduran yeni yönetim,
bırakın bir strateji planlamayı, bazı kilit milli güvenlik makamlarını dahi
henüz doldurmaya vakit bulmuş değil. Suriye’yi ele alalım: Trump’ın ekibi
Obama’nın stratejisini beğenmiyor, ama başka herhangi bir alternatif
politikaları da henüz yok.
Rusya’yla işbirliğini keşfettiler ve hatta Esed rejimiyle temas
kurmayı da düşünüyorlar. Bazı önde gelen Suriyeli muhalifler, İslam Devleti’ne
karşı ortaklık çerçevesinde ABD’yi Rusya’yla (ve zımnen Esed rejimiyle) iş
tutmaya teşvik etmekteler. Bir muhalefet lideri bu hafta içinde bana dedi ki
Moskova’nın yaklaşık 5000 İran destekli Suriyeli Şii milisin operasyonunu
engelleme/kısıtlama ümidi doğdu.
Ancak İran bazı kritik mevzileri elinde tutuyor. Elindeki en güçlü
koz Irak’ta. Önümüzdeki muhtemelen altı ay içinde Musul’da İslam Devleti’ne
karşı kazanılacak zaferle birlikte İranlılar binlerce Iraklı Şii milisi Irak
çapında seferber edebilir. Amerikalı danışmanlar bu İran destekli milislerin
saldırılarına maruz kalabilir, tıpkı bundan on yıl evvel Irak’ta yaşandığı
gibi.
Suriye’de savaşın karmaşık düzenini, Suriye Elit Birlikleri adlı bir
muhalif gruba liderlik eden Ahmed Cabra perşembe günü verdiği mülakatta
anlattı: Yaklaşmakta olan Rakka harekâtına hazırlık olarak, yaklaşık 3000
kişilik Sünni Arap grup, Suriyeli Kürt savaşçılarla birlikte, şu anda Suriye
içinde Amerikan Özel Harekat birlikleri tarafından eğitilmekte. Kendi grubu,
Moskova’nın müttefiki Esed’e ve İran’a karşı olmakla birlikte, Rusya’yla “iyi
ve dengeli ilişkiler”e sahip... Bu karmakarışık bir ilişkiler ağı.
1979 Devrimi’nden bu yana Ortadoğu’da İran tehdidini azaltmak ABD’nin
temel hedeflerinden biri. Araplar da İsrailliler de Trump’ın sert yaklaşımını
keyifle alkışlayacaklar. Ancak İran, Trump’ın yüzleşeceği en sert dış politika
meydan okumalarından biri; [Z.T.K. 1959’da Küba lideri Fidel
Castro’yu devirmek üzere girişilen başarısız] Domuzlar Körfezi Çıkarması
gibi, kötü planlanmış erken adımlardan dikkatlice kaçınmak zorunda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder