6 Aralık 2016 Salı

D.IGNATIUS: ÇİN İÇİN YENİ BİR ÇALKANTI YILI


ÇİN İÇİN YENİ BİR ÇALKANTI YILI

David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 14.1.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Bir sene evvel Çin Devlet Başkanı Xi Jinping kendi deyimiyle “Çin Rüyası”nın keyfini sürüyor gibiydi. Çin ekonomisi güçlü görünüyordu, askeri gücü artıyordu ve Xi iç siyasette gücünü saldırganca konsolide ediyordu.
Ancak Xi kötü bir yeni yıla başlıyor. Çin ekonomisi keskin bir şekilde yavaşlıyor ki Amerikalı analistler, geçen yıl Çin’in gerçek GSYH artışının resmi oran olarak ilan edilen %6,5’in da altında olduğunu tahmin ediyor. Çin borsası 2016’da %15 değer kaybetti ve para biriminin değeri düştü. Sermaye kaçışı devam ediyor, muhtemelen geçen yılın ikinci yarısı için tahmin edilen yıllık 1 trilyon dolar tutarında.
Ancak Çin’in iktisadi dertleri iç siyasi problemlerine kıyasla idare edilebilir düzeyde. Xi’nin yolsuzlukla mücadele hamlesi tam anlamıyla bir temizliğe dönüştü. Bu hamle Çin istihbarat servisini salladı, üst düzey bazı askeri komutanları devirdi ve ülke çapında Komünist Parti liderlerini korkuttu. Korku içindeki parti yetkilileri, başlarını belaya sokabilecek kararlardan korunmak için ortalıkta görünmemeye çalışıyorlar. Bunun yol açtığı felç hali diğer problemleri daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.
2013’e kadar Obama yönetiminin en önde gelen Asya uzmanı olan Kurt Campbell “Xi eşi benzeri görülmemiş şekilde güçlü bir pozisyonda. Ancak onlarca yıl evvel inşa edilmiş kolektif liderlik araçlarını parçaladığı için bu krizin sahibi/müsebbibi de o” diyor. Xi’nin Asya’da daha fazla güç elde etmek için –ülkeyi bir arada tutabilecek birkaç araçtan biri olan milliyetçi dürtüleri “ikiye katlayacağı”ndan endişeleniyor. Campbell diyor ki “Ölçeği küçültmek zafiyet göstergesi olacağından Xi bunu göze alamaz.”
Çinliler güncel iç siyasi meseleleri açıklamak için bazen tarihi mesellerden/kıssalardan faydalanırlar. Son zamanlarda Çin elitinden bazı kişiler birbirleriyle konuşmalarında, Xi dönemini Çin’i 1722-1735 arasında yöneten İmparator Yongzheng’le mukayese ediliyorlar. Yongzheng rüşvete karşı sert bir mücadele başlatmıştı; ancak Çinlilerin çoğu tarafından gücü gayrimeşru bir şekilde elde eden bir despot olarak görülmeye başlandı.
Bir Çin uzmanının e-mailinde belirttiği üzere, “İktidar komplolarından tutun yolsuzluklara, kötüye giden ekonomiden dış düşman tehdidine kadar o dönemdeki birçok tarihi olay bugünkü Çin’de tekrarlanıyor”.
Xi’nin karşılaştığı siyasi meşakkatler, tek parti sistemini içeriden ıslah etmeye çalışmanın zorluğunu gösteriyor. Tıpkı 1980’lerde Mihail Gorbaçov’un reformların çürüyen Sovyet Komünist Partisi’ni yeniden canlandırabileceğini ümit ettiği gibi, 2013’te devlet başkanlığına gelen Xi de Çin’in iktisadi patlamasının/aşırı iktisadi canlanışının avantasını yiyerek zenginleşen ve konfora kavuşan Çin Komünist Partisi baronlarına saldırarak işe başladı. Xi’nin rakiplerinin ekseriyeti eski Devlet Başkanı Jiang Zemin’in himayesindekilerdi, bu da Xi’nin güçlü düşmanlar edindiği anlamına geliyor.
George Washington Üniversitesinden Çin uzmanı David Shambaugh, mart ayında Xi’nin reform hamlesinin ters tepeceğini iddia ederek aykırı görüş serdeden bir isim olmuştu. Wall Street Journal’da Shambaugh, “Görünüşün aksine Çin siyasi sistemi fena halde bozulmuş durumda ve bunu Komünist Parti’nin kendisinden başka hiç kimse daha iyi bilemez. Çin komünist yönetimi son oyuna henüz başladı.” diye yazmıştı.
Bu siyasi ölüm ilanı henüz erken olabilir. Ama Xi’nin baskılarının gerek parti içinde gerekse dışında muhalefeti körüklediği ve bunun da baskıyı daha fazla arttırdığı Çin uzmanlarının giderek üzerinde ittifak ettiği bir konu haline geldi. Xi kararlı/azimli bir diktatör; dolayısıyla işin üstesinden Gorbaçov’dan daha iyi gelebilir, ama üzerinde durduğu yapı kırılgan.
Çin’de son dönemdeki iktisadi çalkantı, Xi’nin yönetmeye çalıştığı geçiş sürecinin kaçınılmaz bir sonucu olabilir. O, Çin’i sürekli artan ihracata dayalı, borç dolu balon ekonomisinden çıkarıp daha sürdürülebilir, tüketici temelli bir modele taşımak istiyor. Problem şu ki Çin sistemi, borç ve sübvansiyonlarla ayakta kalan verimsiz kamu iktisadi teşekkülleriyle şişmiş durumda. Xi bundan vazgeçmenin imkansız olduğunu anladı.
Çin’in lider kadrosunu iyi tanıyan eski bir Amerikalı yetkili diyor ki “10 trilyon dolarlık bir ekonomi[k sistemi] yeniden kurmak hiç de kolay değildir.” Ve ekliyor, “Her şeyin hep birden değiştiği” bir dönemde “Xi bütün bunları tek başına yapmaya çalışıyor.”
Bu ayki mali kargaşa, gerçek anlamda bir serbest pazar ile devlet kontrolünü sürdürme arasında sıkışıp kalan bir Çin’in [yol açtığı] tehlikeleri gösterdi. Borsa %7 değer kaybettiğinde ve devlet büyük yatırımcılara ellerindeki [hisse senet]leri[ni] satmama emri verdiğinde kötü planlanmış “sigorta” [Z.T.K. yani değer kaybı %7’yi gördüğünde Çin borsasının otomatikman işlemlere kapanması] devreye girerek, muhtemelen [hisse senetlerinin] satışını ve sermaye çıkışını hızlandırdı. Merkez Bankasının güçlü mü yoksa zayıf bir para birimi mi istediği konusunda birbiriyle çatışan sinyaller piyasaya güveni sarstı.

Xi aynı anda hem serbest pazar gazına hem de siyasi frene basıyor. Reformlarda henüz yarı yolda olan Çin için geçen ayki türbülans bu temel tezatların sürdürülebilir olmayabileceğini gösterdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder