David Ignatius (Washington Post
gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde
yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 26.10.2017
Tercüme: Zahide
Tuba Kor
NOT: Lütfen kaynak göstermeden tercümenin bir kısmını veya tamamını kullanmayınız, alıntılamayınız, yayınlamayınız.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ekim ayında yapılan 19. Komünist Parti
Kongresi’ndeki hâkimiyeti o denli kapsamlı ve mutlaktı ki Amerikan Başkanı
Trump onu bir “kral”a benzetti. Ama bazı Çinli uzmanlar, Şi’nin, gücünü aşacak
şekilde fazlaca yayılıp yayılmadığını merak ediyorlar.
(…) Şi’nin güç konsolidasyonu, yakın geçmişteki seleflerinin kolektif
liderlik tarzını neredeyse ortadan kaldırıp daha evvel sadece Mao Zedong ve
Deng Xiaoping’in doldurduğu “Çin halkının ilahı” konumuna sıçradı. “Şi Cinping
felsefesi” şimdilerde Çin’de “yeni çağ”a rehberlik edecek düşünce olarak
göklere çıkarılıyor.
Şi’nin parti yönetiminin zirvesine çıkışı, Çin konusunda önde gelen
danışmanlık şirketlerinden Pamir Danışmanlık’ın özel bir raporunda özetlenmiş.
Buna göre, Şi’nin yönetimdeki ilk 5 yılında, yolsuzlukla mücadele seferberliği
altında 1,53 milyon parti üyesi hizaya sokulmuş; 440’ı bakanlık veya valilik
makamından ve 43’ü Merkez Komite’den (oran olarak Merkez Komite’nin %11,4’üne
tekabül ediyor) olmak üzere toplamda 278 bin kişi hakkında dava açılmış.
Şi, Çin ordusunda da tasfiyelere gitti. Pamir’in hesaplarına göre, 13 bin
subay görevinden alındı ve 50’den fazla general yolsuzluktan hapse atıldı.
Görevden alınan generaller yerine Şi, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun genelkurmay
başkanlığı ile kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanlıklarına yeni isimler
atadı. Yeniden şekillenen bu kuvvetin mensupları, şimdilerde Komünist Parti’nin
yeniden oluşturulan Merkez Komite’sinin yaklaşık %20’sini teşkil ediyor.
Şi, parti liderliğinin en üst kadrosundaki hizip savaşında da baskın
çıkıyor. Pamir’in tahminine göre, Politbüro’nun 25 üyesinden 17’si Şi’nin
müttefiki. Yine Politbüro’nun 7 kişilik Daimi Komite’sinden 4’ü Şi’nin
hizbinden. Onlarca yıldır ilk kez liderlik, parti sekreteri olarak ikinci beş
yıllık görev süresini tamamladıktan sonra Şi’ye kimin halef olacağının işaretlerini
vermedi; bu da Çin liderlerinin görev süresini 10 yılla sınırlayan teamülü göz
ardı edebileceğini salık veriyor.
Trump, Şi’yi kafa dengi görüyor olmalı. (…)
Peki, otoritesi bu denli geniş kapsamlı bir lider için işler nasıl ters
gidebilir? Önde gelen birçok uzmana göre, Şi’nin hâkimiyeti o denli külli ki bu
durum kendi içinde bir zaafı da barındırıyor. Çin ekonomisini ve dış
politikasını o denli bütünüyle elinde tutuyor ki herhangi bir aksaklıktan
doğrudan kendisi suçlanacak. Daha da önemlisi, Şi’nin güç gösterisi, Mao’nun
kült kişiliğinin verdiği zararı unutmayan daha yaşlı kuşak Çinlileri
endişelendiriyor olabilir.
Obama yönetimi sırasında Amerikan Dışişleri Bakanlığının Asya
politikalarını yürüten ve 19. Komünist Parti Kongresi’ni izlemek üzere Pekin’e
gitmiş olan Kurt Campbell, bu durumu şöyle açıklıyor: “Konfeti yağmuru altında,
tek adam yönetiminin kaprisliliği ve acımasız gerçekliklerini hatırlayan Çin’in
bazı yaşı ileri liderleri arasında rahatsız edici bir kaygı var”.
Acaba diğer üst düzey Çinli liderler Şi’yi sorgulamaya cesaret edebilecek
mi? Uzmanlar, Şi’nin uzun konuşması sırasında eski devlet başkanı Jiang Zemin
ve başbakan Zhu Rongji’nin ekseriyetle duygu ve düşüncelerini açık etmeyen bir
duruş sergilediklerini not düşüyorlar. Büyük hürmet duyulan, 100 yaşındaki,
Mao’nun eski sekreteri Li Rui ise kongreye katılmadı. Li, Kültür Devrimi
sırasında ızdırap çekmiş ve Mao sonrası kolektif liderliğin kurumlarını
şekillendirmeye yardımcı olmuş bir isim.
Şi’nin muhalefetten duyduğu endişenin sinyalleri, belki de kısa süre evvel
hazırlanmış bir parti içi belgeyle verildi; konuya vâkıf bir kaynağa göre, bu
belge parti liderliğinin, komünist tarihinin, geleneksel Çin kültürünün ve
milli kahramanların eleştirilmesine karşı uyarıda bulunuyor. Bir anlamda bu,
Şi’nin eleştirilmesinin yasaklanmasını ima ediyor.
Şi’nin ihtirasları sadece iç veya şahsi güçle alakalı değil. Kongrede
2050’ye kadar Çin’in teknoloji, finans ve güvenlik alanına yön verecek
“modernleşmiş güçlü bir ülke”ye dönüşmesi gündemini özetle anlattı. Çin bundan
beş sene evvel bölgesel bir güç olma arzusunu dillendiriyordu; ama şimdilerde
Şi, yeni bir dünya düzenini şekillendirebilecek bir Çin’den bahsediyor.
(…)
Geleneksel olarak Çinli stratejistler, olduğundan daha az güçlü görünüp
hasımları şaşırtmanın akıllıca olduğu iddiasındadır. Bu yaklaşım artık monarşik
Şi için mümkün değil. Şi, baş döndürücü kuvvet gösterisine içkin zafiyetten
çekinip kaçınmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder