Darbeleri mazur gören
veya gösteren herkesi kınıyor, darbecileri lanetliyoruz
OBAMA’NIN BEYAZ SARAY’I TÜRKİYE’YLE BIÇAK SIRTINDA
David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe
yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan
casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 5.8.2016
Tercüme: Zahide Tuba Kor
Obama yönetiminden yetkililer Türkiye’yle ilişkilerde kırılgan/hassas bir
bıçak sırtında yürüyorlar. Kamuoyu önünde NATO müttefikine desteklerini dile
getiriyorlar, ama özelde geçen ayki başarısız darbe teşebbüsünü ABD’nin teşvik
ettiği suçlamalarına bir son verilmesi için Türk yetkilileri uyarıyorlar.
Başkan Obama, Dışişleri Bakanı John Kerry ve diğer üst düzey Amerikalı
yetkililer Türk mevkidaşlarına Amerikan karşıtı tahriklerin Türkiye’deki
Amerikan vatandaşlarının hayatlarını riske attığı konusunda endişelerini ve
bunun kabul edilemez olduğunu ilettiklerini söyledi. Obama ve diğer yetkililer
başarısız darbe teşebbüsünde herhangi bir Amerikan rolünü güçlü bir dille
reddettiler.
Son dönemde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Türklerin yaklaşık %70’inin
ABD’nin darbeye dahil olduğuna inanmasından endişeliler. Amerikan Genelkurmay
Başkanı General Joseph Dunford, bu konudaki şüphe ve endişeleri gidermek için
geçen hafta Türkiye’yi ziyaret etti. Beyaz Saray önümüzdeki günlerde üst düzey
bir yetkiliyi yollayarak ilişkileri onarmayı düşünüyor; bu isim Erdoğan’la iyi
ilişkileri sürdürmeye çalışan Başkan Yardımcısı Joe Biden olabilir.
(…) Türk-Amerikan ilişkilerindeki bozulmanın durdurulmasına dönük kısa
vadeli meydan okumaların ötesinde yetkililerin daha uzun vadeli endişeleri
sözkonusu: Türkiye’nin güvenliği, Ankara’nın Rusya’yla yeni yakınlaşma süreci
ve Avrupa’yla kırılgan ilişkiler.
Güvenlik ilk endişe kaynağı. Erdoğan’ın darbe sonrası ordu, polis ve
istihbaratta giriştiği temizlik harekatıyla binlerce subay ve diğer güvenlik
personeli kadrolardan tasfiye edildi. Amerikalı yetkililer, Türkiye’nin İslam
Devleti ve diğer gruplardan yükselen terör tehdidiyle yüz yüze olduğu bir
dönemde bu ev temizliğinin askeri ve güvenlik birimlerinin kapasitesini nasıl
etkileyeceğini merak ediyorlar. Yine gerek darbe teşebbüsü gerekse akabindeki
temizliğin orduya ne ölçüde zarar verdiği ve yeniden nasıl bir çeki düzen
verileceği konusunda da merak içindeler.
General Joseph Votel, CENTCOM Komutanı ve diğer Amerikalı yetkililer, darbe
sonrası tutuklanan bazı subayların Suriye’de İslam Devleti’ne karşı savaşta ABD’nin
yakın müttefikleri olduğunu ve bunun da iki ülke askeri işbirliğinde muhtemel
bir boşluğa yol açacağını belirttiler. Ancak İncirlik Üssü’nden İslam
Devleti’ni hedef alan koalisyon hava saldırılarının sürmesi nedeniyle Amerikalı
yetkililer ümitlendiler.
İkinci daha uzun vadeli endişe kaynağı ise Türkiye’nin Rusya’yla
ilişkileri. Geçen sonbaharda bir Rus savaş uçağının vurulması nedeniyle iki
ülke ciddi bir kavgaya tutuşmuştu; ama Erdoğan bu çatlağı tamir etmek için
darbeden birkaç hafta evvel kolları sıvadı.
Erdoğan, Rus lider Putin’le 9 Ağustos’ta St.Petersburg’da bir araya gelecek
ve Amerikalı yetkililer bu toplantıyı dikkatle takip ediyorlar. Washington’a
göre bu türden temaslar doğal ve her iki ülke için de potansiyel olarak olumlu.
Ancak Amerikalı yetkililer, Türkiye bir NATO üyesi olduğundan Ankara’nın
NATO’daki müttefikleri aleyhine Rusya’yla aynı safta buluşma arayışına
girmeyeceğinden emin olmak istiyorlar.
Üçüncü endişe, Türkiye’nin AB’yle çetrefilli ilişkileri. Türkler ve
Avrupalılar, bu senenin başında mali yardım ve Avrupa’ya gitmek isteyen
Türklere vize muafiyeti karşılığında Ankara’nın AB’ye mülteci akışını
sınırlandırması konusunda anlaşmıştı. Amerikalı yetkililer bu anlaşmanın
temellerinin sağlam olmadığından ve her iki tarafın da sözlerini tutmasının zor
olabileceğinden endişeliler. AB’nin anlaşmayı yeniden çerçevelendirme
konusundaki herhangi bir çabasının Birliğin çözülmesine yol açabileceğinden
korkuyorlar. Bu durum siyasi yapıyı iyice gerecek şekilde Avrupa’ya yeni bir
mülteci dalgasını tetikleyebilir.
Türkiye, darbenin mimarının Pensilvanya’da yaşayan din adamı Fethullah
Gülen olduğu iddiasında ve ABD’den iadesini talep ediyor. Obama ve Kerry, bu
talebi değerlendirirken Amerikan dışişleri ve adalet bakanlıklarının ABD’nin
normal hukuki prosedürünün izleneceğini açıkladılar.
Darbeden bu yana Gülen Hareketi, on binlerce tutuklamayla ve Gülencilerin
kamudaki görünürlüğü ezilerek Türkiye’de çok sert bir şekilde bastırıldı. Türk
hükümeti, dünyadaki birçok ülkeden terör faaliyetlerinin bir cephesi olan
Gülenci “Hizmet” Hareketinin okullarını kapatıp diğer faaliyetlerini
yasaklaması için ısrar ediyor.
Türk-Amerikan ilişkilerindeki puslu hal darbeden çok öncesine gidiyor.
Erdoğan, Obama yönetiminin İslam Devleti’ne karşı PKK’yla müttefik olan
Suriyeli Kürt milisleri desteklemesine karşı iyice öfkeliydi. Kavganın üzeri
eğreti bir şekilde örtülmeye çalışılıyordu, ama artık iki ülke yeni
gerginliklerle yaşamak zorunda kalabilir. Ancak eğer ki Türklerin ekseriyeti
ABD’yi Türk demokrasisinin bir düşmanı olarak görürse istikrarlı bir dostluk
mümkün olmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder